Oyun piyasası bu aralar epeyi şenlikli. Çıkan, çıkacak olan sporu, stratejisi, vurdulusu kırdılısı, uzaylısı, savaşlısı, hatta belki sevişlisi vesaire.
Yakın zamanda (ki bu göreceli bana yakın kimine göre tarih öncesi....prehistorik bu konuda iyi bir örnektir.....oyunu oynamaya başladığınızda 20.kasım.2005 ve bu hala oyun hala oynanıyor gibi insanı gülümseten bir mesaj belirir ekranda...bu yüzden hiç unutulmayacak belki.....) Fable adlı oyuna baktım. İncelemeleri iyice okudum. Anlaşılan oyundan çok hayat yolu gibi. Bakalım sadece tavukları tekmeleyip gevrek gevrek gülmekle nereye kadar gelinebiliyor.
Doom 3 ilk çıktığında sinirlerimi zıplatmıştı. Mars yüzeyinde böğ gelene kadar gezip bir halt etmeden uzun bir süre geçiyordu. Hele her yeni yaratık türediğinde 2 saat animasyon. Sanki alıp canavarı eve götüreceğiz. Eni konu yakmak patlatmak kesmek yani arkadaşı ve yakınlarını öldürmek amacımız. Bu fikri sabit içinde uzun bir süre Painkiller gibi harala gürele öldür de öldür ve kalabalık bir sürü düşmanla kapıştım. Yalan yok epeyi de reklamını yaptım Doom 3 neymiş diyerek. Hızlı ve kolay oynanıyor, sağlam müzikleri var vesaire. Ekran kartı ve anakart değişince Doom 3 neden Doom 3 bunları anladım. Söylediklerimden pişmanlık duydu mu? Tabii ki hayır o zaman için hepsi geçerliydi.
Spor oyunlarını menajerlik seviyesine indirebiliyorsa bir insan, artık yaşlanmış ve/veya oyun oynamaya fazla vakit bulamıyor demektir. Neyse Nba Live 06'yı denemedim değil hani. Sonuç hüsran, yine hüsran 2004'ten beri Nba can sıkıcı olmaya başladı. Eskiden hep kazanan bünyeler için kaybetmeye alışmak kolay değil.
Sanitarium geldi aklıma bir de Leisure Suit Larry ikisi de sıkı oyunlardır; hiç benzemeseler de birbirlerine. Onlara da başka bir zaman değinirim artık.